Prof. Dr. Ahmet Kemal GÜRBÜZ
GASTROENTEROLOJİ-ENDOSKOPİ-KARACİĞER HASTALIKLARI MERKEZİ
menu×

POSTA GAZETESİ MAKALESİ - ÜLSER NEDİR?

Ülser nedir?

Ülser denince mide ve duodenum olarak adlandırdığımız oniki parmak barsağının iç duvarlarında gelişmiş yaralar akla gelir.Esasen daha doğru  tanımlanması peptik ülser şeklindedir.Zira burada bahsettiğimiz ülser hastalığı midenin peptik aktivitesinin sonucu gelişen mide asidi ile ortaya çıkmaktadır.Yemek borusu iç duvarlarında da ülser gelişebilir.Ancak ülser hastalığı denince daha ziyade mide ve duodenum ülseri anlaşılmalıdır.Mide yahut daha nadiren duodenum kanseri gelişmiş doku üzerinde de ülser gelişebilmektedir.Bu durum klasik peptik ülser hastalığı içerisinde değerlendirilmemelidir.Ülser mide yahut duodenumun mukoza dediğimiz en iç katında yerleşir.Hastalığın şiddetli olması halinde ülserin büyüklüğü veya organın duvarındaki derinliği artabilir.Midenin adale tabakasına  ilerlemiş ülserler mide delinmesine neden olabilirler ki bu durum acil operasyon gerektiren bir tablodur.

Ülserin belirtileri neler?

Peptik ülserin en sık belirtisi ağrıdır.Ağrı göğüs alt kesiminde ortada , sağ ve sol en alt kaburgaların birleştiği yerde hissedilir.Ülser ağrısı ülserin mide yahut duodenumda olmasından bağımsız olarak sıklıkla yemek yeme ile azalır ve hatta kaybolur.Ancak yemekten bir süre sonra tekrar başlar.Peptik ülser ağrıları geceleri hastayı uykudan uyandırabilen tarzda ağrılardır.Ağrı başladığında birkaç saat sürebilir.Peptik ülser ağrısı sırta vurabilir.Ayrıca ülser ağrıları sıklıkla süt içmekle geçebilme özelliğine sahiptir.Antiasit denen ilaçların alınması ülser ağrılarında  dakikalar içerisinde azalma sağlayabilir.Bazı ülserlerin sessiz ülser grubunda olduğu ve hiç ağrı oluşmadan kanama yahut mide-duodenum delinmesi geçirebildikleri unutulmamalıdır.Ülserli hastaların  yaklaşık üçte birinde tablonun sessiz ülser şeklinde seyredebildiği tahmin edilmektedir.Ülser hastalığının diğer belirtileri arasında mide bölgesinde dolgunluk hissi, bulantı ve kusma hali, seyrek olarak ağızdan kan gelmesi gibi hususlar sayılabilir.Ülser ağrıları aspirin yahut romatizmal ağrı kesici ilaçların alınması halinde artış gösterebilir.Bu tip ilaçlar ülser kanamasına yahut delinmesine neden olabilirler.Bu açıdan en tehlikeli grup daimi romatizmal ağrı kesici kullanmakta iken aspirin de kullanan hastalardır.

Ülser neden ortaya çıkar?

Mide ve duodenumun iç duvarları sürekli olarak asitin saldırgan etkisi altında olmakla beraber, kendilerini asite karşı koruyan bazı mekanizmalara da sahiptirler.Örneğin özellikle mide iç duvarlarını kaplayan müsin tabakası, mide mukozasından  prostoglandin adı verilen maddelerin salgılanması, mide mukozasını besleyen temiz kan dolaşımının etkin olması, mide sıvısındaki bikarbonat salgısı gibi faktörler mide asidinin organın iç duvarında tahribat yapmasını engellemektedirler.İşte mide ve duodenum iç duvarı üzerine etkiyen saldırgan faktör olan asit saydığımız koruyucu faktörlere galip gelirse mide ve duodenum ülseri ortaya çıkmaktadır.Ayrıca son yirmi yılda Helikobakter Pylori adı verilen bir bakterinin mide duvarlarında yerleşmiş olmasınında peptik ülserin en önemli nedeni olduğu anlaşılmıştır.

Stres ülser yapar mı?

Psikolojik stres mutlaka ülser yapar fikri yanlıştır.Nitekim İkinci Cihan Savaşında savaşa giren toplumlarda peptik ülser sıklığının arttığına dair kati bir veri bulunamamıştır.Ancak psikolojik stresin peptik ülser oluşumunu kolaylaştırabileceğine inanılmaktadır.

Ülser tedavi edilmezse ne olur?

Peptik ülser bir yara olduğuna göre , tedavi edilmemesi halinde , cildimizde açılan bir yara nasıl kendi kendine iyileşiyorsa, peptik ülserde sıklıkla kendiliğinden iyileşir.Ancak tedavi edilmemesi durumunda iyileşme süresi uzayacağı gibi, yara iyileşmesinin kalitesi de azalabilir.Daha seyrek olarak tedavi edilmeyen ülserler kanayabilir yahut mide-barsak delinmesi gelişebilir.Bazan mide yahut duodenum duvarındaki ülser organın dış katlarına kadar derinleşerek kendine en yakın organa yapışabilir.Ülser penetrasyonu denen bu durumun en tipik belirtisi ağrının hiç kesilmeden şiddetlenerek sürmesidir.Mide ile duodenumun birleştiği kısıma yakın olan ülserler mide çıkışını daraltarak tıkanmaya yol açabilirler ve hastalar bu durumda ağızdan gıda alamaz hale gelir.Bu tablo içindeki vakalarda kusma tipiktir.

Peki ülser tedavi edilmediğinde kansere yol açabilir mi?

Peptik ülser tedavi edilmezse kansere çevirir fikri tamamen yanlıştır.Ancak yukarıda bahsettiğim üzere mide ülseri bazen mide kanseri gelişmiş alanın üzerinde , mide asidinin kanser dokusunu etkilemesi ile gelişebilir.Yani önce mide kanseri gelişmiştir.Daha sonra bunun üstünde ülser açılmıştır.Dolayısı ile mide kanseri ile mide ülseri arasındaki öykü sadece bundan ibarettir.Ancak bir diğer husus şudur.Tekrarlayıcı duodenum ülseri geçirenlerde değil ancak, mide ülserini tekrarlayıcı tarzda geçirenlerde ileriki yıllarda mide kanseri gelişimi biraz daha sık olmaktadır.Bazı hastalar  bir süre önce mide ülseri teşhisi aldıklarını ve bu durumun hala devam edip etmediğini merak ettiklerini belirtmektedir.Yukarıda bahsettiğim üzere mide ülseri her yara gibi kendiliğinden de geçebildiğine göre midenin aynı bölgesinde ülserin sebat etme ihtimali mevcut değildir.

Ülser nasıl teşhis edilir?

Peptik ülser bir grup hastada  hastanın şikayetlerini dinleyerek ve muayenesini yaparak  teşhis edilebilir.Ancak objektif teşhis eski yıllarda baryumlu mide duodenum grafisi çekilerek sağlanmakta iken bugün endoskopinin bulunduğu yerlerde mide duodenum endoskopisi yapılarak teşhis edilebilmektedir.Üst sindirim sistemi endoskopisi (Gastroskopi) artık yurdumuzda da bir çok merkezde hasta damar yolu ile tam uyutularak üç dakika içerisinde yapılabilmektedir.Mide yahut duodenum ülseri saptanması halinde peptik ülserin en sık sebebi olarak belirttiğimiz Helikobakter  mikrobunun mevcudiyetini araştırmak amaçlı mide biyopsileri alınması rutin hale gelmiştir.Bazı hekimlerin endoskopide ülser saptanması halinde mevcut olup olmadığını araştırmaksızın derhal Helikobakter tedavisi verdikleri bilinmektedir.Oysaki duodenum ülserli hastaların %61-65’inde ve mide ülserli hastaların %60-66’ında Helikobakter Pylori isimli bakterinin bulunduğu bilinmektedir.Burada vurgulanması gereken bir diğer hususta şudur.Bazı hekimler ve hatta bazan hastalar ülsere neden olduğunu bildiğimiz Helikobakter mikrobunun, hastanın midesinde bulunup bulunmadığını endoskopi dışı yöntemlerle araştırmakta ve bu bakterinin varlığının tespiti halinde ülser ilaçlarına yahut Helikobakter eradikasyon tedavilerine yönlenmektedirler.Oysa anti-ülser tedavi kullanmanın tek endikasyonu endoskopi ile gösterilmiş ülser mevcudiyetidir.Helikobakterin varlığının saptanmış olması ise mutlaka bu bakteriyi yok etme tedavisi verilmesini gerektirmemektedir.Hastada ülser mevcutsa, yahut önceki yıllarda mide-duodenum ülseri geçirdiği tespit edilmişse ve birde birinci derece kan bağı olan akrabalarında mide kanseri saptanmışsa Helikobakter tedavisi kullanmak doğru bir yaklaşımdır.Dünya nüfusunun yarısının Helikobakter Pylori mikrobunu taşıdığı unutulmamalıdır.

Ülserin tedavisi nasıl yapılır?

Ülser tedavisinde diyet kısıtlamaları eski önemini yitirmiş durumdadır.Ancak  sigara ve alkol tüketiminin, aspirin ve romatizmal ağrı kesici ilaçlar kullanımının , kahve tüketiminin peptik ülser iyileşmesini geciktirdiği yahut şikayet şiddetini artırdığı bilinmektedir.Ülser tedavisinde geçmiş yıllarda sırayla antiasitler, H-2 reseptör antagonistleri, mukoza koruyucu ajanlar kullanılmışken son yirmi yıldır proton pompa inhibitörü(PPI) dediğimiz ilaçlar ana tedavi ajanı haline gelmişlerdir.Bu PPI grubu ilaçlar genellikle günde tek doz olarak alınır ve daha ilk günden itibaren şikayetlerin kaybolmasını sağlayabilirler.Yapılan endoskopik kontrollerde on günlük bir tedavi sonunda dahi birçok vakada ülserin kaybolmuş olduğu saptanmaktadır.Ancak klasik tedavi süresinin bir ay civarında olmasında fayda vardır.Eğer ülser saptanmış hastada Helikobakter tespit edilmişse ozaman bu bir aylık tedaviye antibiyotikli Helikobakter tedavisi eklenmesi faydalı olur.Zira ülser iyileşmesi sonrası bir yıllık dönemde, nüks ülser gelişme ihtimali Helikobakter tedavisi almamış olanlarda %80-90 iken Helikobakter tedavisi almış olanlarda %10-15 civarında kalmaktadır.Ülser tedavisi esnasında ilk bir hafta içerisinde mümkünse aspirin ve romatizmal ağrı kesicilerin kullanımı durdurulmalıdır.

Ülser çocuklarda da görülebilir mi?

Erişkinlere oranla daha seyrek olmakla beraber peptik ülser çocuklarda da görülebilir.Yine bu grup hastalarda Helikobakter mikrobu en sık ülser sebebidir.Tedavisi erişkinlerdeki gibidir.PPI grubu ilaçlar çocukluk yaş grubunda da son derece etkilidirler.

Ülser riski kimlerde yüksektir?

Peptik ülser riski Helikobakter mevcut olanlarda, yoğun sigara içicilerde, aspirin ve romatizmal ağrı kesicileri kronik olarak kullananlarda, kronik böbrek yetmezliği olan vakalarda, siroz yahut KOAH şeklinde tanımlanan akciğer hastalığı olanlarda , kan hücre sayısının yoğunlaşması ile seyreden hematoloji hastalarında, genel durumu bozuk, birden fazla organ yetmezliği içindeki ve şoktaki vakalarda daha fazladır.

Kimlerin ülser nedeniyle ameliyat olması gerekiyor?

İlaç tedavisine rağmen sık nüks eden ülser hastalarında, şiddetli mide kanaması, mide-duodenum delinmesi, mide çıkışında tıkanıklık gelişmiş olan hastalarda, daimi ilaç kullanımını sağlayamayacak durumdaki yaşlı ve nörolojik hastalığı olan vakalarda cerrahi tedavi gündeme alınmalıdır.

Çok sıcak veya çok soğuk yemek mideye zarar verir mi?

Çok sıcak yenmesi öncelikle yemek borusu iç duvarlarında termal hasara sebebiyet verebilir.Mideye erişene dek bu sıcaklık şiddeti düşeceği için mideye zarar ihtimali yok sayılabilir.Aşırı soğuk yiyecek veya içeceklerin fazlaca alınmasının mideye geçici süre de olsa zarar verebilmesi mümkündür.

Mide üşütmesi denilen şey nedir?

Mide üşütmesi Gastroenterolojide çok kabul görmüş bir tanımlama değidir.Bu hususta tarif edilmiş tıbbi standartlar mevcut değildir.

Geğirme neden olur?

Geğirme olayı artmış mide içi basıncının azaltılmasına dönük bir savunma mekanizmasıdır.Normalde yemek borusu ile midenin birleştiği kesimin bir kıskaç görevi görmekte olduğu ve bu alanın sabit ve devamlı korunan bir basınca sahip bulunduğu bilinmektedir.İşte özellikle yemeklerden sonra mide içi hacim ve dolayısı ile mide içi basınç çok arttığında , bu basıncın düşürülmesini sağlamak adına bahsettiğiz basınç bölgesi kısa süreli olarak gevşemekte ve aniden bir miktar mide gazı ağız yolu ile tahliye olmaktadır.Bu durum reflü hastalarında , mide fıtığı olanlarda daha sıklıkla görülür.Psikolojik kökenli geğirme ataklarının gerçek geğirmeden farklı olduğu unutulmamalıdır.

Egzersiz yapmanın ülsere yararı olabilir mi?

Ülser iyileşmesi günleri alan bir süreç olduğuna göre ve egzersiz imkanının sürekli olamayacağı göz önüne alındığında egzersiz yapmanın ülser iyileşmesine  anlamlı bir katkı sağlamayacağına inanıyorum.

Hangi besinler midenin düşmanıdır?

Büyük hacimli yemek yemek, aşırı soğuk gıdaların fazlaca alınması mideye zararlı olabilir.Aşırı yağlı gıdaların yenmesi mide tahliyesini geciktirmektedir.Esasen sağlıklı bir mideye sahip bireylere bir çok gıda zararlı olmayabilir.Acılı ve baharatlı yenmesi de mide rahatsızlığı olmayan kişilerin midelerine zararlı olmayabilir.Ülkemizin acı ve baharatı yüksek gıdaları sık tüketen bölgelerindeki bireylerde mide hastalıkları ülkemizin diğer bölgelerindeki insanlardan daha fazla bulunmamıştır. Alkol kullanımın  mideye zaralı olabileceği bilinmektedir.

Sık rastlanan şikayetlerden biri de şişkinlik. Bu his neden ortaya çıkar?

Mide ve barsak sisteminde aşırı gaz oluşması, mide ve barsak sisteminin çalışmasının yetersiz olması  halinde ve nadiren sık hava yutanlarda şişkinlik hali ortaya çıkabilir.Sindirim ve emilim olaylarına ait bozuklukların varlığında da şişkinlik sıktır.

Midedeki şişkinlik gözle görülebilir mi?

Aşırı olması halinde gözle görülebilir.Bu durum en çok mide çıkış tıkanıklığı olanlarda belirgindir.

Şişkinlik, gaz gibi sorunlar ciddi hastalıklara işaret edebilir mi?

Bazan ciddi sağlık problemlerinin bir bulgusuda aşırı gaz ve şişkinlik olabilir.Bu nedenle her hasta titizlikle  değerlendirilmeli ve detay incelemeler yapılarak karar verilmelidir.

Başka hastalıklar midede şişkinliğe neden olabilir mi?

Barsak tıkanıklıkları, mide çıkışında daralma yahut tıkanıklık hali bu durumu oluşturabilir.

Peki mide şişkinliği şikayeti olanlara ne öneriyorsunuz?

Mümkünse Gastroenteroloji uzmanına muayene olmaları en doğru yoldur.Bu sorunun onlarca nedeni olduğundan hareketle  standart bir reçete sunmanın imkansız olduğu açıktır.

Gazlı içecekler yemek sonrası rahatlama sağlar mı?

Genellikle bu  tarz içecekler mide içerisinde iken içerdikleri gaz ortamın mevcut gaz hacmine eklenir ve mide içi basınç artar.Bu artışın azaltılması için geğirme olayı ortaya çıkar.Dolayısı ile ağızdan çıkacak gaz hacmi içilen gazlı içecekle mideye ilave etmiş olduğumuz gaz hacmi kadardır.Bu nedenle gazlı içeceklerin yemek sonrası rahatlama sağlamaları bilimsel gözükmemektedir.

Mide ilaçları iktidarsızlık yapar mı?
Günümüzde kullanılan mide ilaçlarının  önemli boyutta bu tarz bir etkisi olduğu saptanmamıştır.

Devamını göster

Gizle
×