Prof. Dr. Ahmet Kemal GÜRBÜZ
GASTROENTEROLOJİ-ENDOSKOPİ-KARACİĞER HASTALIKLARI MERKEZİ
menu×

GASTROİNTESTİNAL POLİPLER

GASTROİNTESTİNAL POLİPLER (KOLON ve MİDE POLİPLERİ)

Sindirim sistemi polipleri sindirim kanalının iç tabakasının sindirim kanalı boşluğuna doğru büyümesi ile oluşan patolojik oluşumlardır.Bu polipler sıklıkla yuvarlak  yahut elipsoid olmakla beraber bazen de  kolon veya mide duvarından hafifçe kabarık şekilde ortaya çıkarlar ki bu durumdaki polipler sıklıkla flat adenom şeklinde isimlendirilirler.Kolon kanserlerinin %95’inin kolon poliplerinden geliştiği bilinmektedir.50 yaşındaki bireylerin %33 oranında kolon poliplerine sahip olması ve bu oranın 70  yaşa erişenlerde %50 düzeyine çıkması, kalın barsak poliplerinin toplumda özellikle yaşla artış gösteren  sık bir sorun olduğunu ortaya koymaktadır.Sesil polipler geniş tabanlıdırlar ve kolon iç boşluğuna doğru uzanan kabarık bir görünüm  arzederler.Saplı polipler ise kolona tutunma alanları ana gövdelerine oranla oldukça ince  yapıda olan poliplerdir.Polip hastalığı kolonda tek bir alandaki polip varlığı şeklinde olabileceği gibi kalın barsağın tamamı boyunca fazlaca sayıda da olabilir.Bu durumu multpl polip mevcudiyeti şeklinde tanımlamak mümkündür. Polipler malign (kanser karakterli) veya benign (iyi huylu, selim) özellikte olabilirler.Biyopsi yapılarak polip histopatolojisi incelendiğinde adenomatöz polip (mukozal polipler) , hamartomatöz polip (juvenil polipler) , hiperplastik polip veya inflamatuar polip gibi çeşitlerden hangisi olduğu ortaya konmaktadır.Kolon ve mide poliplerinin klinik önemi ve bu polibin tedavisinin ne şekilde yapılması kararı açısından biyopsi ve polip patolojisi mutlaka göz önüne alınmalıdır.Bu polip tiplerinden adenomatöz polip olanlar önemlidirler ve adenokarsinom denilen kolon kanserinin öncüsü olabilirler.Adenomatöz poliplerinde villöz, tubuler ve tubulovillöz olmak üzere histopatolojik açıdan üç tipi mevcuttur.Bunların kolon kanserine dönme oranları birbirinden farklı olup villöz tip poliplerde kolon kanseri gelişme oranı en yüksektir.Kolonunda polip saptanmış olan bir hastanın kolon kanseri açısından   riskli olduğu asla unutulmamalıdır.Kolonoskopide polip saptanması halinde kalın barsağın daha yukarı kısımlarında halihazırda bir diğer polip yahut kolon kanseri olabileceği hatırlanmalı ve polip görülen vakaların kolonoskopi ile tüm kalın barsaklarına bakılması mutlaka kural haline getirilmelidir.Gözlenmiş olan mide yahut kolon polibinin büyüklüğü ne kadar fazla ise kanserleşme ihtimali o oranda artmış demektir.Dimunitif polip ebadı 5mm’den küçük olan polip demektir ve bunlarda kanserleşme ,ihtimali büyüklüğü 1cm ve üzerinde olan poliplere göre hayli düşüktür.Serrated adenoma denilen polipler ise polip histopatolojik olarak incelendiğinde adenomatöz ve hiperplastik komponentlerin her ikisinin birlikte görüldüğü poliplerdir.

Kolon polipleri yapılan otopsi çalışmalarında görüldüğü üzere kalın barsakların tüm kesimlerinde neredeyse homojen bir tarzda dağılım gösterirler.Ancak yaş aralığı 60’ı geçtikten sonra sağ kolon poliplerinin oranında bir artış ortaya çıktığıda bilinmektedir.Büyük adenomların ise otopsi çalışmalarına göre kalın barsakların son 1/3 kesiminde daha sık bulundukları tespit edilmiştir.

Sindirim sistemindeki çoğu polip hiçbir belirti ve bulgu vermez.Dolayısı ile çoğu polip hastasında polip nedenli bir şikayet oluşmaz.Kolon ve mide polipleri sıklıkla yapılan bir gastroskopi veya kolonoskopide tespit edilirler.Bazen polipler gizli veya aşikar kanamaya sebep olabilirler.Yine polipler zaman içerisinde ülserleşebilirler.Nadiren karında bir gerilme veya huzursuzluk nedeni olabilirler.Eğer polip büyük ise sindirim sistemi tıkanıklığına sebebiyet verebilir.Kolon veya mide polipleri radyolojik yöntemle , gastroskopi, sigmoidoskopi veya kolonoskopi ile teşhis edilirler.Biyopsi alma ve hatta polibin çıkartılarak tedavisini mümkün kılan endoskopik yöntemler radyolojik metoda üstündürler.Gaitada gizli kan tetkiki ise kolon poliplerinin teşhisinde çok güvenilir olmamakla beraber kullanılan bir diğer tanı yöntemidir.

Gastroskopi veya kolonoskopide saplı polip gözlendiğinde ekseriyetle  tetkik esnasında bu polip polipektomi dediğimiz işlemle ile alınır.Polip sapsız ise sıklıkla o seansta biyopsi alınarak polibin alınıp alınmayacağına daha sonra karar verilir.Polip alınması anlamına gelen polipektomi işlemi endoskopik inceleme esnasında elektrik akımı kullanılarak yapılmaktadır.Kalp pili olanlarda polipektomi işlemi sırasında  tedbir alınmalıdır.Polipektomi yapılması için kalın barsakların aynen kolonoskopi yapılıyor gibi barsak temizliğine  tabi tutulması gereği vardır.Kan sulandırıcı kullanmakta olan  veya aspirin ve benzeri ilaçları kullanan vakalarda polipektomi yapılmamalı, bu grup ilaçlar etkileri tamamen ortadan kalkana dek kesilmelidir.Polipektomi yapıldıktan sonra risk o an için bitmiş olmakla beraber polip alınan alanda veya kolonun bir başka tarafında yeniden polip gelişebileceği düşüncesi ile kontrol kolonoskopi veya sigmoidoskopiler planlanmalıdır.Bazen ilk polip kontrolü polip alınma işleminden 3-6 ay sonra önerilmektedir.Polip polipektomi işlemi ile alındıktan sonra çıkartılan polip mutlaka patoloğa tekrar gitmeli ve yeniden bir çok kesit yapılarak patolog tarafından incelenmelidir.Gastroskopi , kolonoskopi gibi endoskopik yöntemlerle alınamayacak kadar büyük olan poliplerde ise cerrahi önerilmeli ve böylece polibin tedavisi sağlanmalıdır.

ENDOMED Gastroenteroloji-Endoskopi Merkezinde her tür polip hasta uyutularak endoskopik polipektomi uygulaması ile alınabilmektedir.

Devamını göster

Gizle
×